Ameliyathanedeki ruhum için, kan vermeyi beklerken...
koridora çökmüş halde...amniyon sıvısı içinde yüzen bir bebek gibi .. ağır hastane havasını zorla doldurup boşaltıyorum ciğerlerime...
Doktor beliriyor kapıda aniden. O anda, yere düşmüş büyük, kalın bir düğme görüyorum... birden ayağa kalkınca, başım dönüyor. Derin zihinsel buğulu bir girdaba dalıyorum adeta. Bu kadar abartılı bir düğmenin hastanede ne işi olabilir diye düşünürken... alt katın üst kata bu düğmeyle tutturulduğunu hayalediyorum...
işte geldi zamanı ...aylardır ...yıllardır geçen bu garip hal, çok şükür birazdan biti verecek...
***
İçeri girip ..sedyeye yatıyorum... ...köşedeki bir sephada kan verenlere ikram edilen kekler ... bugün hiç birini yiyemeceğim... biraz ötede, cam da, bir sinek dışarı uçma sevdasıyla vızıldıyor... eminim, aynı sinek soğukdan buraya sığınmıştı... peki neydi? şimdi tekrar buralardan kurtulma çabası... tam bunu anlamaya çalışırken ... iğnenin sızısını duyuyorum....
göz göze geliyoruz...
güzel gözlüklü... güzel doktor... son gördüğüm gözler senin...
giderken diyi versem sana bütün gizlerimi, ne olur?
..
..
ama olmaz ....
basketboldaki 'timing' hatasının benzeri olurdu bu... ya da, 'bad timing'
***
kan vermenin yasallığındaki ünite ünite ölüm bu...
''çok değil doktor ...biraz geç kalsanız ...kafi...'' diyorum.
doktor beni kırmıyor...
kapıyı kapatıp gidiyor...
zaman aleyhime geçiyor...
700 gramdan sonra, önce midem bulanıyor, başım dönüyor.... sonrası biraz karanlık....
daha sonrası yok...
her lezzetin sonu bu.....
..
..
ahh doktor...
koridora çökmüş halde...amniyon sıvısı içinde yüzen bir bebek gibi .. ağır hastane havasını zorla doldurup boşaltıyorum ciğerlerime...
Doktor beliriyor kapıda aniden. O anda, yere düşmüş büyük, kalın bir düğme görüyorum... birden ayağa kalkınca, başım dönüyor. Derin zihinsel buğulu bir girdaba dalıyorum adeta. Bu kadar abartılı bir düğmenin hastanede ne işi olabilir diye düşünürken... alt katın üst kata bu düğmeyle tutturulduğunu hayalediyorum...
işte geldi zamanı ...aylardır ...yıllardır geçen bu garip hal, çok şükür birazdan biti verecek...
***
İçeri girip ..sedyeye yatıyorum... ...köşedeki bir sephada kan verenlere ikram edilen kekler ... bugün hiç birini yiyemeceğim... biraz ötede, cam da, bir sinek dışarı uçma sevdasıyla vızıldıyor... eminim, aynı sinek soğukdan buraya sığınmıştı... peki neydi? şimdi tekrar buralardan kurtulma çabası... tam bunu anlamaya çalışırken ... iğnenin sızısını duyuyorum....
göz göze geliyoruz...
güzel gözlüklü... güzel doktor... son gördüğüm gözler senin...
giderken diyi versem sana bütün gizlerimi, ne olur?
..
..
ama olmaz ....
basketboldaki 'timing' hatasının benzeri olurdu bu... ya da, 'bad timing'
***
kan vermenin yasallığındaki ünite ünite ölüm bu...
''çok değil doktor ...biraz geç kalsanız ...kafi...'' diyorum.
doktor beni kırmıyor...
kapıyı kapatıp gidiyor...
zaman aleyhime geçiyor...
700 gramdan sonra, önce midem bulanıyor, başım dönüyor.... sonrası biraz karanlık....
daha sonrası yok...
her lezzetin sonu bu.....
..
..
ahh doktor...
2 yorum:
Ölmek üzere olan birinin hiçbir şeyi kaçırmayan, en küçük ayrıntıya bile anlam verebilen duyarlı gözleri... çok başarılı. Tebrik ederim.
teşşekürler saksağan..
Yorum Gönder