5 Mart 2009 Perşembe

Restorasyon....

biraz değişik iyidir... hani ofisde sabahdan akaşama kadar oturunca ... minik bi kıvılcım bile farklı gelmeye başlıyor artık...
patronlar iki gündür yoktu ... adanada konferansa gittiler ..bugün geldiler ...
bir iş vardı ..haydiiii !!!!!! bir tekklifi hazırladık ...
beton fiyatı ... demir ...tuğla ...derken hazırladık bişeyler ama yalan yanlış...... :) isooo koş yetiştir dediler... teklifi
speedy gonzales kıvaklığında hareketle yolara düştüm.... sevinmedim değil yani ...doğru istiklal caddesine ,ofis ve tadilat görecek bina orda çünkü... aslında garip bir bina o hep gördüğünüz veya arasından geçtiğiniz istiklal caddesindeki çoğu bina ..
yok yok düşündümde çoğu değil, hepsi kurul gereği koruma altında olan binalar... ya 1. derece ..ya 2. derece korumaya tabi.. nadirende 3. derecedir...
farkı nedir efendim bunların derseniz ... şöyle aydınlatim ...
1. derece ise ...hiç bişey yapamazsınız ile ... boya badana .... yapmaya izniniz var arası bişeydir... ama mesela seramik değiştirecem derseniz yaptırmazlar ..kim görecek demeyin ..görürlerse , duyarlarsa işiniz daha zor ...
2. derece ise... dış cepheyi değiştirmemek kaydıyla tüm yapı içi yıkılıp tekrar yapıla bilir ... bu nasıl olur arkadaşım diyenlere çokça teknik anlatmadan şöle diyim
...oluyor artık herşey :)
içini yıkıyorsunuz ... dışını ise koruyorsunuz... zaten bizim teklif verdiğimiz yapıda böyle bir yapı... cadde üzerrinde ve zor bir yapı aslında ...bu cephe korumaya en bilindik örnek çırağan sarayı ve ...kanal D de çıkan şeffaf oda programının yapıldığı bina örnek verile bilir ... aşağı tarafdaki resim dersem herkes anlıyacaktır ... aslen bir yalıdır kendisi
..
veee
3. derece var bide ... o çok komik bi şeydir benim için... lakin kurul şöyle der... bu yapı özeldir... tüm ölçüleri aynı olmak kaydı ile yıkıp aynısını tekrar yapa bilirsin derler...:)

sistem bu üç halde şöyle işler... 3. derce yıkılır kısmi minik değişikliklerle yeniden yapılır ...
2. derece cephesi korunur ve içi yıkılır artık ne olursa yapılır...
1. derece de ateşe verilir :(...
neyse ben bunlardan bahsetmiyecektim... hep laf uzuyo taa nerelere
işte dosyayı verdim efendim... sonra yukarı çıkarken ... görme engelli bir amcaya denk geldim... ayıptır söylemesi... hemen yanına koştum...
- nereye gidecekseniz götüreyim ...dedim..
aslında o kadar duyarlı bi insanmışım imajı vermek istemiyorum ama ... özellikle görme engelli insanlara dikkat ederim... .... neyse amca ile konuşmaya başladık ki.. amcam benden iyi görüyo gibi anlatıyo hayatı :)... çok sevindim buna ....
nasıl bi iş yapıyor tam anlamadım ama ... iplik satıcısı galiba...
-nereye gittin de geliyorsun ..abicim diyorum...
-sorma iplik istemiştim .. bi ton koyusunu yollamışlar müşteriyede ayıp oldu dedi...
bi an şaka yapıyo sandım...nasıl çözdün diyesim geldi... ama gayet ciddi idi... anlatıyor ...maşallah hiç öyle bıkkınlık veya mutsuzluk tınısı yoktu sesinde... genel olarak hayat pahalılığı hakkında biraz dert yandı ama o kadarı herkesede var demi ama :)..
neticede sevindim ... farklı bir sohbetti ... ve düşündüm.. hayatımızda dert yanan insanları düşündüm ..
hatta ben kendim bile dertlerimden .....dert yanmış olmakdan utandım bi an...
eve geldim... biraz erkence... mailler.. şu bu.... burdayız efendim işte..
herkese selamlar...

8 yorum:

öykü dedi ki...

guzel bı yazıydı bılmedıklerımı de
ogrendım okurken

sufi dedi ki...

Kurul gereği koruma altına alınmış 1.derece binalar: ateşe verilebilir ama başka birşey yapamazsınız diyorsun.Kurul neye göre bu binaları sıralıyor?

ıvır zıvır... dedi ki...

öykü...
bişeyler paylaşa bildiysem ne mutlu bana... :)

ıvır zıvır... dedi ki...

sufi....
pekde bilimsel bi yazı olmadı aslında bu teknik bilgileri daha güzel bir dille yazmalıydı belkide..
soruya dönersek 1. derece oluşu aslında çok önemli ve korunmaya değer yapılardır... sadece yapılarda değil mesela tarihi değeri olan toprak parçası... Gelibolumuzda bu statüdedir... yani 1. derece koruma kurulundan geçmiştir... yinede kısmen yapılardan farklıdır bu durum..
..
genel olarak kurul toplu karar alır .. bi yapı, mahalle ya da kent parçası için karar çıkartılır ..ne bu kararın çıkması ne de geri alınması kolay değildir... zahmetli ve uzun bir süreçtir... örneğin Kaz Dağları da koruma altındadır... bu kurulda bir hocamız vardı... o söylemişti... ''ben ölsemde bu kararı bozamazlar diye'' :)
yapılara gelirsek... bunlar tarihi olma... o kültürün parçası olma... topluma malolma.. özel bir kişi ait olma... özgün olma ..yapı tekniğinin özel olması ...vs gibi bir şekilde ''özel'' olması ile koruma altına alınırlar... özgün olmak ve tarihi değeri olmak en bilindik yanlarıdır... yazımda belirtiğim ''ancak yakıla bilir'' demem de aslında çok hoş değildir ama ..malesef özellikle 1. derece bir yapıya tadilat yapmak çok zordur... ne zamanınız ..ne paranız ..ne gücünüz yeter... ikinci ve üçüncü dereceli yapılar bile yaklaşık iki senelik bir işlemle projelendirme, yıkılma ve yapılma süreci geçirirler... birinci derecelerle hiç karşılaşmadım açıkcası...
ve Güç gerekir derken ...şundan bahsediyorum... istanbul boğazı ve çevresi ya holding yada özel kurumlarca (koç,sabancı,alarko,borusan vb.) tabiri caizse işletile biliyor ... çünkü ancak onlar bu yükün altından kalka biliyor...
1. derece yapı şayet artık tadiatı yapılamaz denirse (buda kurulca alınan bir karardır. )ya izin alır siz yıkarsınız ya da zaten kendince yıkılır ..
tadilatı yapılamaz raporu almanın yolunu vatandaş bulmuştur.. en kolay yoluda yakmaktır :(... halk arasında böyle geçer ... yakmakda yapmakda zordur..ortaköyde 2002 yılında yanan Gaziosmanpaşa İlköğretim okulu hala ne tadilat görmüştür...nede yıkılmıştır... böyle çetrefilli bir iştir ..bu konular... parasal olarakda kolay kolay çözülemiyor zira... çok pahalı brükratik ve projelendirme safası vardır...
durum budur ..sayın sufi ... umarım bi nebze olsun yardımcı oldum... başka bir sorunuz olursa seve seve yanıtlamya çalışırım... :)
ilginize teşekkürler..

Fıkra Sevenlere dedi ki...

1.,2. ve 3. derece binaları bence güzel anlatmaşsınız.. Son yoruma yorumda pekiştiriyor.. Sayenizde öğrenmiş oldum.. Derecelendirme işini bilmediğimi anladım.. Söylediğiniz gibi bürokrasi bu konuda çok ağır.. Eski istanbul evlerinin, tarihi binaların yanmasında, yakanlar kadar sorumlu olanlarda var..Paylaştığınız için teşekkürler..

Aymen dedi ki...

belediye otobüslerinden neden hala kurtulamadınız:)

ıvır zıvır... dedi ki...

Aymen...
sevgili Aymen... size Ajda Pekkan'dan .... ''para ... para... para..'' adlı parçayı gönderiyorum :)
teşekkürler...

ıvır zıvır... dedi ki...

Fıkra Sever...
gerçekten bu koruma bilinci çok zor bir kavram... umarım bir şekilde çözecekdir bu ülke... ama nedense çözüm yolunu pekde yakın görmüyorum... :(