16 Eylül 2009 Çarşamba

cesurca yapılan şeyler...



bir eşikteyim. şu her insanın bazen vermeye mecbur olan zor kararlardan hani. gerçi ben öyle görmesemde, bunun bir değişim olacağıda kesin.
kısacası; memleketten çağılıyorum arkadaş! hemde ısrarla.

küçük bir kasabadır, benimkisi. bir yerlere arabayla giderken yolun üzerinde gördüğünüz diğer tüm kasabalar gibi.
adı, çiftehan. niğde ye bağlı bir yer. başkan ısrarla...

'ismail çok işimiz var kaplıcada, burda adam yok yapacak, hem senin yarı memleketin'
diye ısrarla belediyeye sokmaya çalışıyor beni. birazda kendini düşünüyor ya!...neyse

bir sürü dezavantajı yanı sıra, kendine has avantajlarıda var elbet.
olurdu ya , sınava girersin soru kağıdı sana bakar, sen soru kağıdına...
'mallamak' mıydı onun adı! işte ondan.
şu anda olduğumdan daha başka, daha garip ve daha zor bir hayat geçiriyorum.
bir eşikteyim, düşecek gibi...
bir eşikteyim,belki tüm güzelliklere kanat açıp uçacak gibi...
gerçi on yılımı geçirdiğim bu yerden gitmek, herşeyi sihirli deynek misali değiştirecek değil.
çünkü hayat hiç bir zaman öyle olmamıştır.

şimdi sık sık düşünüyorum...

stresten daha uzak, sevdiklerine daha yakın, yıldızları izlediğim, temiz havası ve suyu olan; ama daha monoton, yer yer sıkıcı, boğucu, iş imkanlarının daha sınırlı, iklimsel şartların daha zor, on yıldır bin bir zahmetle edindiğim arkadaşlardan uzak bir yerde çalışmak mı?

yoksa...
piyasada bağırıp çağırarak iş yaptıra bildiğin, sahtekar insanların 'işi biliyor' olarak kabul gördüğü, stres ve trafik yumağı olan; ama her şeye rağmen güzel, 'köşeyi dönmenin' daha kolay olduğu, mesleki görgünün çok daha yüksek olduğu bu yer mi?...

hayat bir garip yahu!... ilk okulda sınav telaşı vardı, şimdi de bu ve benzeri şeyler.
şimdi ise...
herşey daha muğlak...

Hiç yorum yok: