5 Haziran 2010 Cumartesi

Adı, Selami Olan Bir Üçgen Hayaledin...


Evet...
tamda öyle bi şey hayal edin...sonra sıkılmadan, adı Nurten olan bir daire... (elbette yuvarlak hatlara sahip olmak bir bayanın hakkı olacaktır)
bunların varlığında, birleşiminde var olan ara kesitler olsun...
annesinin eğri kısımlarını, babasının çizgiselliğini taşıyan bir çocuk.... Osman mesela... ya da Hatice gibi bişey olsun...

ve biz eşitlik, doğruluk gibi ya da kıymet verme gibi bişeyi öğrenelim... o geometrilerin adı, A üçgeni ve ya C dairesi olmasın, bir kimliği olsun...
***

işte insanda belki Adem ile Havvadan bu yana gelen ve içinde saf geometrilerin bozulması ile -yani ara kesitlerin varlığı ile- durmadan değişmiş kişileriz biz..artık hiç birimiz gerçek bir daireyi ya da kareyi andırmıyoruz... amorfuz belki...
isim vermiyoruz artık... 'şoo çocuk'.. 'bizim çoban' şeklinde, bu amorfluktan gelen kimliksiz çağırmalar var hayatlarımızda...

***
saf olan... net olan... kimliği olan insanlar hayal ediyorum...
ve ben
amorf olan her yanımı kesmeye hazır biri olarak... kare olmak istiyorum...
...
adı ismail olan bir kare hayal edin... her yerde kullana bileceğiniz...

7 yorum:

Başak dedi ki...

niye böyle yaptın ki şimdi! şimdi ben o kareyi, abajurun altına, şiir yıllığını karenin üstüne, kendimi onun yanına koyup uyumaz mıyım? bütün kışı kare kaloriferin yanıbaşında geçirir, yazı kare havuzda, hatta o kare gezegene yerleşmez miyim? arasıra tepetaklak olmaz mıyım?

guguk kuşu dedi ki...

Bilmemki be ıvırcım zıvırcım; acaba o kesmeye niyetlendiğin amorf yanların mı seni güzelleştiren? mesela şu harika çizimlerini yapan o amorf çizgilerin se ya? ne kötü olur bi düşünsene, onları kırpmaktansa onlarla barış yapsana. bence eksilme:Dböyle oldukça tatlısın.

öykü dedi ki...

neden artık bu kadar az yazıyorsun?

guguk kuşu dedi ki...

eveeeet bence de öykü haklı

ıvır zıvır dedi ki...

yorumlar için teşekkürler...

Öykü Hanım...


buralarda zamanımın bana ait olan kısmı iyice azaldı... bu sebeple az yazıyorum, doğrudur.

dahada kötüsü çok daha az okuyor olmam... buna tabi ki tüm blog yazarları dahil...

şimdilik biraz geçiş evresi gibi... sonradan ne olur bilmem? ama önceki ben ile şimdiki ben arasında yapısal bi değişiklik olmadığını düşünüyorum...

yazı neyse de... az çiziyor olmam biraz dokunuyor açıkcası...

yorum için tekrar saol.. bi şekilde buralarda olmak güzel...
;)

sevgiler...

bebeklidoktor dedi ki...

hmm, ne doğrusal bi yaklaşım olmuş mevcut eyriliklerimize.doğanın verdiğinden fazlasını edinmeye çalıştığımız özellikler bizi bizlere ait olmaktan uzaklastıran di mi. mesela kentli modern kadın benm en çok takıldığım. erkekleşmeye çalışıp,elde ettiği kariyer kutucuğunun içinde zamanla sıkışıp kadınsı depresyonunda boğulan yüzlercesinde biri olcam muhtemelen. neye savaş vereyim şimdi ben? kendime mi,doğaya mı yoksa zamanın getirdiği yeni formlara mı?

ıvır zıvır dedi ki...

bi yerde diyordu... insan bilgi bombardımanı altında ..diye.

son yirmi yılda üretilen bilgi insanlık tarihi boyunca üretilenden bile fazla imiş...sanırım bilgi toplumunun getirdiği bişey olarak hep bi şeyler daha yapma... daha iyi olma
daha güzel.. verimli... vs vs...
diye devam eden bi kaygımız var...

oysa ne isek o kalsak ne kolay ve ne iyi ...

bak mesela çocuklar böyledir. o sebeple onların masumluğu ve mutluluğu orijinaldir her zaman...

sende umarım savaşlarını kazanırsın, boynu bükük papatya...