25 Ocak 2010 Pazartesi

tavuksever


küçüklükten beridir en sevdiğim şey kümes hayvanları beslemek ve bahçe yetiştiriciliğidir. tavşan.. ördek.. sülük..tavuk... ve bi sürü şey yetiştirdim... bahçemde ise ektiğim şeylerin sayısını bilmiyorum.

bu kasabaya gelişimdeki bir tutar dalımda buydu aslında... çok basitçe 'ayağım toprağa deysin' istiyordum galiba. ne kaygılar... ne büyük bir mimar olma telaşı... ne kentin cazibesi... ne de başka bişey... ben küçük ve doğal olmayı seviyorum sanırım ve insanın kendine saygısı sevdiği şeyleri yapmakla başlıyor bence.... böyle diyince dağ bayır dolanıyorumda sanma ha arkadaş!... kayseri, adana, ankara dolanıp duruyorum. ve işin ilginç yanı böyle yaparak şehrin tadını daha iyi çıkarttığımı fark ettim. adanada olupta karataşa balık yemeye hiç gitmemiştim örneğin, ama pazar günü bizim abdullah ile gidiverdik... toplam 160 km balık yemeye gittik.... ilginç sahiden de ....

blogta kümesimden bahsetmedim pek. zira, tavukseverlik çok prim yapan bir şey değil:) ama üşenmedim ve, buraya geldiğimde ilk işim bir kümes yapmak oldu.
keser.. çivi... testere işte akla yatkın ve gerekli tüm malzemeleri alıp bir kümes yaptım... malzemelerin çoğu devrişme, ona rağmen pahalı ve lüks bir kümes oldu diye bilirim.

***
bugün tavuklardan biri kümese girmemiş, annem de bi türlü bulamamış hayvanı... sabah olunca firarı tavuğu bulmayı ümit ediyorum. tabi dağdaki başı boş bir tilki bizden önce bulmaz ise :)
şu günlerde 2 tane yumurta yapan tavuk var ... gerisi yiyip içip yatıyorlar, hayvanatların...
bahar gelsin yumurtlamayanı otelde ziyafet menüsüne dahil etmeyi planlıyorum...
eee! herşeyin bedeli var...

1 yorum:

komançi dedi ki...

vay be orda da hemen yeme içme yerlerine gidiyorsunuz demek. hani sadece oy kullanacaktınız!
otelde ziyafet olunca haber verirmisin bi koşu gelelim.