30 Aralık 2009 Çarşamba

traş

Biri sevecekse sizi, o kişi mahalle berberi olmalıdır. Mahalle berberi gaddardır, az düşünmeye programlı bir yapısı vardır. Aslında az düşünen genelde eli yeni makas tutmaya başlayan çırağıdır. Ve bu çırak, sen küçükken, büyük abileri ve amcaları traş etmeden önce, sende atar acemiliğini. Tahta bir taburenin üstünde, elinde 'klik klik klik' diye ses çıkartan üç numara makinesi ile traş eder.
Bir vitrindeymiş gibi camın dışarıya en hakim noktasına oturtulursun. O sırada berberde ve 8 yaşında olmanın tüm acemiliği iliklerine kadar hissedersin... daha karşı cinse karşı kullanmayı akıl dahi edemediğin saçların birazdan '3 numaraya' kesilecektir. '3 numara' nın , saçının her yerini 3 mm boyunda kısaltmak olduğunu anlamana ise, daha yıllar vardır.

Ve aptal berber en olmadık yerden başlar, alnının tam ortasından.
Yukarı doğru makineyi sürükler
'klik kilik klik'....
buna küçükken 'tren yolu' derlerdi... kendine aynada bakıp, bu maymun halinden, her yeni 'klik klik darbesiyle' kurtulacağını bilsende... bir kaç dakika buna katlanman gerektiğini de bilirsin...

''hadi be adam çabuk bitir''

Tam o sırada... yine küçük olmanın verdiği salaklıktan dolayı anlayamadığın ve birazda mavi önlüğün gölgesinde kalmış sınıfın güzel ve zeki kızı 'vitrinin' önünden geçer. Yanında da biri vardır. Sanki kafanın tam ortasındaki 'tren yolunu' onun görmesi yetmezmiş gibi mahalleden de birini takmış, karşına geçmiştir. Tabureye gömülsende, teşhir standı gibi bir yerdesindir ve artık çok geçtir... Sadece açı bir tebessüm gösterirsin. Onlarsa zevkle kıkırdıyordur.

Yarın tüm sınıftaki en popüler olay senin o anının tarifidir.
'lan sınıftaki tüm erkekler aynı berberde bu şekilde traş oluyor ki' desende, boşunadır.

Evet, herkes öyle traş olur; ama kimse sınıftaki adını bile unuttuğun dünya güzeline yakalanmamıştır.

Hiç yorum yok: