10 Ocak 2009 Cumartesi

AY BİR KADINDIR




saat 17.00...
Ay bi kadındır....
Güneş devrederken günü Sarı Su Dolu Fanus'a
Fanus,devrilmemek için...ağır kalçalı bir kadın gibi yavaş hareket eder... ve kurulur tahtına tüm tebasına hükmeder..

saat 18.00...
Ay bir kadındır ...
Önceden belirlenmiş menziller de haritalanmış bir gece koşusu ...
Mikail rahat..durmuş bi köşe de yaratılanı iziliyor... artık hepsi standart ve herkes rolünü biliyor...

saat 19.00...
haberler başlıyor ..bu saat hiç vurmasa da olur ama ezberden şaşmamak adına yaşanıyor.
Keçi boynuzunun bi kaç gram tatlısı için odununu kemirmek gibi bişey ...
haberler!!! her yerde ölüm ve zulm
Ay koşarak 19.00 dan 20.00 ye kaçıyor...

saat 20.00
Yaşamların praymtaym'ı ne yapsanız olur..bir anne bulaşık yıkıyor ... en güzel diziler ekranlarda... sevgilliler el ele ... bir anne çocuğunu emziriyor... taş bir plak cızırtısı... klavye şıngırtıları... kupalarda çaylar...bir parkda akşam sefası....pijamalar

saat 21.00
Ay'a dair sözler geliyor aklıma...
6 kat daha hafifsiniz yalanları .... yok arkadaş öyle bişey ..düşünüyorum da
gördüğünüz Yuri Gagarin bir metre sıçraya sıçraya yürüyorsa eğer; o ilk kez ayda yürümenin çocuksu telaşı olmalı (alıntı)

saat22.00
Ilık bir yaz gecesi ..yıldızlar yine şikayetçi Ay'ın parlaklığından...nice dev güneşler minik soğuk bir gezegeni kıskanıyor.... içlerinden biri soruyor ''ne zaman emekli olacak da önümüz açılacak''... diğerleri anlamıyor.. soruyu soran Mikail'e bakıyor..

saat 23.00
Ay yine şahitlik yapıyor....
Şehrin heryerinden dışlanmış bir adam... bir falezde durup yeni doğmuş bir kuşla konuşuyor.. anlatamayınca derdini ağlıyor...
Sarı Su Dolu Fanus'un şahitliğinde falezlerden atlıyor...

saat 24.00
Ay yine bir kadındır..
ve bakmadan kimsenin isyanına her gece yaptığı gibi pazartesinin yatağından salının kollarına atlar...kimse sormaz gerçekten utanırmı bu yaptığından..

saat 01.00
Ay bir kadındır
Uyku bastırmadan önce yastık yorgan altında, çırıl bir sevişkenlik arar defalarca..
...zannederim ki tam bu saatlerde biraz da şehvetten olsa gerek ışığı artar ..

saat 02.00
bırakarak herşeyi yatakta uykuya ihtiyaç duymadan son kez şehri dolaşır... teheccüt namazları... ölüm sessizlikği... horultular... bar çıkışları... dalgaların umursuzluğu ..otoban yanlızlığı... O bile yanlızdır artık...
haaa bi tek yer hariç Boğaz Köprüleri
onlar hala sıkışıktır..zaten Ay orda hiç sıkılmaz....

saat 03.00
Ay bir kadındır...
ve kimse bilmez nerdedir bu saatlerde..

saat 04.00
Rüyaların dili çözülür..herşey karışır alemlere!!.... yeni konuşa(maya)n bir bebek ağlaması , çakıl taşları , su sesi, yarım yamalak öpüşmeler, bir orkestra, açık kalmış bir masa lambası, soğumuş bir soba, üç boyutlu saçmalamalar ...rüya kırınltıları... Ay bile anlamaya çalışmaz bu saatleri

saat 05.00
ufka yaklaşır Ay ..tarihin kılıç seslerini ,barut kokularını, at kişnemelerini depolar
... bu saat savaş başlangıçlarının şahidi.... birazdan İstanbul fethedilir.. Büyük Taarruz başlar... Mohaç.. Malazgirt
..bekle bizi biz geliriz...

saat 06.00
Sanmayın ki Ay bir kadındır... ve sanmayın ki devrilmemek için yavaş hareket eder... ıssız bir ormanda karanlıklarla doğar ve ilk görüldüğü yerde devrilirde
tüm günü geceye boyar...
..
Sanmayın ki Ay bir kadındır..

Hiç yorum yok: