16 Ocak 2009 Cuma

Kırmızı Chevroletin Tanıklığında.....

Kırmızı 1936 model chevrolet nemli toprakda iz bırakarak tepeye kadar tırmandı .... inip inmemekde tereddüt etti adam..ama inmek için gelmişti..çok kez bu tepeye O'nunla çıkmışken şimdi yapayanlızdı...
indi... salyangoz ve böceklere dokunmadan tepenin kenarına kadar gelip çok aşağılarda çarşaf gibi dümdüz denizi izledi ;.ama tepeden aşağıya inen dimdik kayaların denizle buluşması hırcın ve dalgalar falezleri dövüyordu...
günbatımında... gök kızıla boyanırken cebinden tabakasını çıkarttı aslında sigara kullanmaz ... ama oldum olası tabakanın o asil görünüşü onu cezbetmiş... ve şimdi burada içmeyeceksem nerede içecem diyordu... bi kaç saat önce aldığı gümüş tabakaya güneşin turuncusu bulaşıyordu.. bir sigara aldı içinden..... bir iki küçük öksüğrükten sonra alıştı...
ne çok severdi. O, ......bu tepeyi diye düşündü..arabasına baktı ...ona Kırmızı derdi. çok zaman derdini ona anlatıp adeta bi cevap beklerdi
bugünde bişeyler anlattı .... ön tarafdaki radyatör menfezlerine bakıp sanki bişey söylemesi umdu...
''ahh be Kırmızı'' dedi... bi iki nefes daha çekip... idama giden bir adam gibi... herşey ne çabuk farklılaşmıştı... birden gözü denize inen kayaların bir oyuğuna takıldı ...gülümsedi ..işte tam orda adını bilmediği bi deniz kuşunun iki yavrusu oynaşıyor ..belli ki yiyecek bekliyorlardı...
düşündü ..O'nla defalarca buraya gelip hiç bir yuvanın farkına varmamışlardı...içi gitti sanki
...O varken gözüm başka bişey mi görüyordu :S...
yeni doğmuş kuşlarla aynı manzaraya bakıyor .... onların hayatı yeni başlamışken kendinin ki sona yaklaşıyordu hızla...
bi an düşündü belkide kuşlar gibi herşeye yeniden başlarım...?
?
.... hafif bulutlu bir havada güneşin güzel batışını bir kezde O'nsuz ama mutlu gözlerle izleyip... bi sigara daha keyifle yaktı....
''evet'' dedi herşey yeniden ve güzel olabilir... devrilen her ağaç bi sonrakine.. bir küçüğüne gök yüzünde yer açmak içindir dedi... Kırmızı'ya bi selam çaktı...
tam o sırada ötelerden kuşların annesini (ya da babasını) gördü... ''işte akşam yemeğide geliyor'' dedi... ..yuvaya baktı ama inanamadı bi anda ... yavrulardan biri yoktu...!! tepenin taaa en ucuna kadar geldi ama yoktu işte..demin orda değil miydi?.... ne oldu anlayamadığı bi anda...

'' yıkıldı''...
''ahh ne kadarda salağım deminden beri bu kuşlar oyanaşmıyor ..büyük yavru küçüğü yuvadan atmaya çalışıyordu'' dedi... izlediği belgeselleri hatırladı...
..
sonra unuttu kuşları ...öylece unuttu hemde ..salak kuşlar ...hıhhh....!!
bir kaç saat sonra artık güneş batmış ay parlıyordu ..o gün dolunay olduğunu orda fark etti buna ayrı bi hüzünlendi... tabakadaki son iki sigarasıydıı...
yine kuşlar geldi aklına...hayattan kendiside dışlanmıştı... herşeyden soyutlanmış buraya bi kadar verip gelmişti.. belki o kuş gibi yeniden değişir sanmış ama ne acı ki kendi başına gelen kuşunda başına gelmişti... çokdan falezlerin dibinde yengeçlere yem olmuştu kuş :(...
Ay'a uzun uzun baktı... O'nunla beraber baktıkları gibi baktı..
bir sürü şey geçiyrodu aklından Ay'la ilgili... bir iki mısraya sabaha kadar ağlaya bilirdi...
Ay bir kadındı onun gözünde artık... hatta doğrudan Ay, O idi...

kuşun direnmesini düşündü...
geriye doğru yürüdü... önünü ilikleri...
sigarasını söndürdü..
Kırmızıya şöyle bi kez daha baktı ...Kırmızı adeta DUR!! diye bağracaktı...
Ay'a bir daha baktı...
gerildi ve denize doğru ..tepenin ucuna doğru koşmaya başladı......
ve en güzelleri olmasa da Ay bir kadındı hala ....




''saat 21.00

Ay'a dair sözler geliyor aklıma...
altı kat daha hafifsiniz yalanları .... yok arkadaş öyle bişey ..düşünüyorum da gördüğünüz Yuri Gagarin bir metre sıçraya sıçraya yürüyorsa eğer; o ilk kez ayda yürümenin çocuksu heycanı olmalı

saat 22.00

Ay yine şahitlik yapıyor....
Şehrin heryerinden dışlanmış bir adam... bir falezde durup yeni doğmuş bir kuşla konuşuyor.. anlatamayınca derdini ağlıyor... Sarı Su Dolu Fanus'un şahitliğinde falezlerden atlıyor...''
.
.biraz dururken..biraz koşarken... biraz havada düşerken... biraz falezlere çarparken işte bu mısraları düşünüyordu... yolu biraz daha uzun olsa belki bi kaç mısra daha olacaktı
.. ama işte hepsi bu!

Hiç yorum yok: