7 Ocak 2009 Çarşamba

ANNE FARE......


Fareler kaç yıl yaşar bilmiyorum. Memleketin en ücrasında bir çiftlik evinde dünya ya gelen... görünenden daha çevik ..daha akıllı Ev ahalisinin şiddetinden biraz daha korunmak adına ahırda ailesi ile birlikte yaşan bi farenin öyküsü...

zaman içinde ..kardeşlerini.. arkadaşlarını anne ve babasının Ev ahalisi tarafından yakalandığını görerek hayatta kalmayı başaran bi Fare..

Nice zaman sonra..O, artık tek kaldığından olsa gerek Ev'in onun pek de farkında olmadığı güzel günler geçirir...
Hiç arkadaşı kalmasa da....zamanla başka çiftliklerden başka farelerle tanışır.. hiç biri burda durmak istemezler ...bir aile özlemi ile bi kaç gecelik aşkları ve bu aşklardan kalan erkek fareler olsa da Ev onlarıda yakalar.... Fare'nin acısı hiç dinecek gibi değildir...

Derken Ev yetmez gibi...bir Yılan da çiftlik yakınlarında yuvalar... İnsanlar etrafda dolanan bi yılan görsede çok fazla tedirgin değildir ne var ki ..yılanda onlara pek yaklaşmaz ... Fare iki düşman arasında çiftliği terk etmeye niyetlendiği bir sırada sever ... ilk yavrularını ahırda kendi doğdu yerde dünya ya getirir...
Fare, anne olur ..erkekler terk eder... hepsinde de'' burası çok tehlikeli edası'' vardır...
Anne Fare kalır... ama Ev yavrularının birazını Yılansa diğerlerini alır... :S
Anne Fare sever....
doğurur....
Ev ve Yılan alır...:/..

O, gitmeye dirensede ... zeki ve cevikliğiyle yakalanmasa da hiç bir yavrusunu büyütemez...
Anne ağlar....sinirlenir... sever..doğurur...ama olmaz!...

Bir gün Yılan bir çitin arkasından Anneye seslenir....
'' Senin kadar çevik ve akıllısını görmedim... Ev seni biliyor o nedenle bana ses çıkartmıyorlar... sende onları çok iyi tanıyorsun yavrularını büyütüyor ve eğitiyorsun ..belki onlardan kacabilirsin ama ben tüm cahil yavrularını bulurum....ama sana bir teklifim var..''
Anne Fare
'' Bir Yılanla pazalık etmiyeceğimi bilmeni umardım'' der
Yılan ...
''Yine de bi dinle ...eğer istemessen herkes bildiğini okumaya devam eder..... şimdi siz burda olduğunuz sürece Ev beni burdan atmayacaktır... ama yaşlandım çok hızlı sayılmam sizleri yakalamak kolay ama yinede çok koşturmak istemiyorum... eğer her doğumda bana bi yavrunu verirsen sizi rahat bırakırım... zaten çok beslenmeye ihtiyacım yok artık büyümüyorum''
Anne Fare...
'' Sen aklını kaçırmış olmalısın ..hiç bir anne böyle bişeye evet demez hele ben asla..eğer yakalaya bilirsen beni yakala sonrada yavrularımı ...ama asla böle saçma bi anlaşma yapmayacam''
Yılan güler..anne çitlerin arasından kaçarak uzaklaşır ...çok düşünür bunu ama böyle bişey yapamayacağını anlar...

Anne Fare yine sever ...yeniden yavruları olur... o doğumdan sonra onlar büyürken Yılan'la da az karşılaşır ..bir tanesini yılana bir kaç tanesini de Ev'e kurban verse de ..çok ilginçtir aylar yıllar sonra ilk kez büyüttüğü yavruları başka diyarlara uğurlar...
bir kaç nesil daha çok zor şartlarda doğurur, büyütür ve uğurlar... ve O, Yılan'ın her doğumdan yanlız bir yavrusunu aldığını farkına varır....
Aylar önceki anlaşmayı onaylamadığı halde bu tavrını garipser...

Çok çok düşünür....ve yeni doğumlardan birinde belli bir süre sonra en sevmediği yavrusunu(?!) ahır ve Ev arası koşusunda geri bırakarak Yılan'a sunmayı planlar...
...iki nokta arasında anne ve yavruları koşuya başlar.... yaşlı Yılan gruba yetişemese de geri bırakılmış yavruyu yakalar... Eve giden yolda kardeşler bu sefer yakalanmadık düşüncesi..korku...telaş..yakalan yavru farenin çığlıkları ve Anne Fare'nin göz yaşları ile sabah olur ..ama o nesil Yılan'a bi kurban daha vermez....

Anne daha sonraları hep bu yaptığına ağlasa da...
daha az yoruluyor ..içi parçalansa da her doğumda birini arkada bırakmaya mecbur bir halde birçok gece koşusundan sonra korkusuz nesiller büyütmeye devam eder...

Ağlar....Ağlar...
sever...doğurur..büyütür......ve uğurlar... göç veren gururlu(?!) bir Anne olarak ağlar

Bilinmez hangi nesildir... yine bi gece koşusuna hazırlandığı sıra da ... arkada bırakacağı fareyi göz yaşlarını gizleyerek ayarlar..'' ben vermesem de alacak nasılsa '' der durmadan...
herkes yerine geçer...
Anne'nin sesiyle gece koşusu başlar ..Yılan grubu bu sefer çok geç fark eder ve yetişemeyeceğini anladığı bir sırada ..geriden gelen bi fare ile sevinir...ama gariptir O'nda ne bir telaş..ne de bir korku vardır...
Yılan gelen fareyi görünce tanır..ve şaşırır...
O, artık yakalamayı hayal bile etmediği Anne Fare'dir. Göz yaşları içinde Yılan'a yaklaşır ..adeta azarlar gibi çıkışır..bişeyler söyler... Yılan biraz korkarak geriye doğru sendeler...Anne ağlamaklı bi ses ile ...
'' Hatalı mıydım lütfen söyle bana...beni birtek sen anlarsın ..yavrularımı korku ve endişe ile mi büyütmeliydim yoksa bi kardeşlerinin fedakarlıklarıyla mı ''
Yılan üstünden tedirginliğini atar...Anne Fare'ye hiç b ukadar yaklaşamamış olduğunu fark eder...

-Yılan gülümser...
-Anne ağlar..
-Yılan yükselir..
-Anne göz yaşaları içinde hatalı mı ..öğrenmek ister
-Yılan ''sözüme sadık kalacağım'' der..''her nesilde bir tane''...
- Anne düşünür ''doğru mu yaptım...''
- ve Yılan hamle yapar....

3 yorum:

öykü dedi ki...

Annelık....

En tıksındıgımız en sevmedıgımız farede bıle boyle..
Okurken sonuna geldıgımde bayagı bı durdum..
Etkılıyor ınsanı..
Tskler bu guzel paylasımın ıcın.

ıvır zıvır... dedi ki...

evet annelik....
ama acaba yavrularını yılana hiç vermemeli miydi... bilemiyorum...:S.. anne katil gibi hissetmesi mi gerekir..yoksa işini yapmış olmanın gururu ile mi yaşamalı bilemiyorum... :S

Ful yaprakları dedi ki...

annelik çok çok kutsal...